Bireylerin metabolizma yapısına ve sağlık durumuna göre beslenmesi gerektiğini söyledi.
Beslenme biliminin sürekli ilerleme kaydettiğini ve 2025 yılında da bu alanda önemli gelişmeler yaşandığını belirten Uzm. Diyetisyen Demirci, "Her bireyin metabolizma yapısı ve sağlık durumu farklılık gösterdiğinden, herhangi bir beslenme programına başlamadan önce mutlaka bir hekimle ya da diyetisyenle görüşmek önemlidir" dedi.
Uzm. Diyetisyen Demirci, beslenme biçimleriyle ilgili şu bilgileri paylaştı: "Bireyselleştirilmiş Beslenme: Genetik testler ve mikrobiyom analizleri sayesinde kişiye özel beslenme önerileri sunulmaktadır. Bu yaklaşım, besin emiliminden en iyi şekilde yararlanmak ve diyetle ilişkili hastalık risklerini azaltma potansiyeli taşımaktadır. Ancak, karmaşık genetik verilerin yanlış yorumlanması uygunsuz beslenme seçimlerine yol açabilir. Bitki Temelli Beslenme: İşlenmemiş bitkisel gıdalara (Meyve, sebze, baklagiller ve tam tahıllar gibi) odaklanan bu beslenme şekli, fazla vücut ağırlığı ile mücadelede, kalp hastalıklarını önlemede ve bazı kanser türlerinde riski azaltmakta fayda sağlayabilir. Ancak, B12 vitamini, demir ve omega-3 yağ asitleri vb. besin öğelerinin yeterince alınabilmesi için dikkatli bir planlama yapılması gerekmektedir. Aralıklı Oruç (İF): Belirli zaman aralıklarında yemek yeme ve oruç tutma dönemlerini içeren bu yöntem, vücut ağırlığı kaybı ve insülin duyarlılığında iyileşme gibi faydaları olabilir. Aynı zamanda herkese uygun olmayabilir ve uzman rehberliği önemlidir. Ketojenik Benzeri Yaklaşım: Geleneksel ketojenik diyetin katı kısıtlamalarından uzaklaşarak, karbonhidrat alımını orta düzeyde azaltmaya odaklanır. Vücut ağırlığı kaybı gibi potansiyel faydaları olmakla birlikte, besin eksiklikleri gibi geleneksel ketojenik diyete benzer riskler taşımaktadır. Dikkatli bir planlama yapılması gerekmektedir. Bağırsak Sağlığına Odaklanma: Bağırsak mikrobiyomunun genel sağlık üzerindeki etkisi, beslenme yaklaşımlarını şekillendirmeye devam etmektedir. Prebiyotik ve probiyotik içeren gıdalara ağırlık vermek, sindirimi iyileştirme ve bağışıklık sistemini güçlendirme gibi yararlar sağlayabilir. Ancak bu konudaki araştırmalar henüz devam etmektedir."
2025 yılında beslenme alanında gelişmelerin, her birinin kendine özgü fayda ve riskleri olan çeşitli yaklaşımlar sunduğunu kaydeden Uzm. Diyetisyen Demirci, şöyle devam etti: "Bireyler için en uygun diyetin sürdürülebilir bir beslenme planı olduğu unutulmamalıdır. Sürdürülebilir beslenme, sadece ne yediğimizle değil, aynı zamanda yiyeceklerimizin nasıl üretildiği, işlendiği, taşındığı ve tüketildiğiyle de ilgilenen bir yaklaşımdır. Bu yaklaşım, kaynakları koruyarak gelecek nesillerin de ihtiyaçlarını karşılayabilmesini hedeflemektedir. Sürdürülebilir diyetler, çevresel etkiyi en aza indirirken sağlığımızı da destekler. Yerel ve mevsimsel ürünleri tercih etmek, bitkisel ağırlıklı beslenmek, daha az işlenmiş gıda tüketmek ve gıda israfını azaltmak sürdürülebilir beslenmenin yapı taşlarındandır. Popüler diyetlerden kaçınmak ve bireysel ihtiyaçlara, yaşam tarzına ve ihtiyaçlarına uygun, besin değeri yüksek ve dengeli bir beslenme programı oluşturmak önemlidir. Unutulmamalıdır ki, sağlıklı beslenmenin temel unsurları denge ve sürdürülebilirliktir."
Yorumlar
Kalan Karakter: