Urfa Barosu'nca yapılan açıklamada, "Mezarı parçalanarak naaşı kaçırılan Said-i Nursî/Kurdî’nin mezar yerinin açıklanması için açılan davada, iç hukuk yollarının tükenmesi sebebiyle baromuz tarafından dava AİHM’e taşınmıştır'' denildi.
Açıklama aynen şöyle:
BÖYLE AĞR BİR İNSANLIK SUÇU SIR OLAMAZ
"Bilindiği üzere, Urfa Barosu olarak merhum Said-i Nursi'nin kayıp naaşının yeri ile ilgili Şanlıurfa Valiliğinden valilik arşiv kayıtlarının tetkik edilerek bilgi ve belgelerin bulunması halinde tarafımıza verilmesi, valilik kayıtlarında olayla ilgili bilgi ve belge bulunmaması halinde; Valilikten Genelkurmay Ankara Seferberlik Bölge Başkanlığına ve Milli İstihbarat Teşkilatı kayıtlarında merhum Said-i Nursi'nin kayıp naaşı ile ilgili bilgi ve belge bulunmamasının mümkün olmadığı hususu açık olduğundan ve böyle ağır bir insanlık suçunun sır olamayacağından bahisle de, bahsi geçen kurumlara müzekkere yazılarak kayıp naaş ile ilgili bilgi ve belgelerin tarafımıza verilmek üzere istenilmesi talebinde bulunulmuştur. Şanlıurfa Valiliğinin 18/04/2019 tarihli cevabında valilik arşivinde konu ile ilgili herhangi bir bilgi ve belgeye rastlanılmadığı belirtilerek, anılan kurumlara da 3071 sayılı Dilekçe Kanunu ve ilgili mevzuat kapsamında tarafımızca başvuru yapılabileceği ifade edilmiştir.
MAHKEMENİN 'BARO EHİL DEĞİL' KARARI İSTİNAF'TAN DÖNDÜ
Şanlıurfa Valiliği tarafından bu konuda araştırma yapılmayacak talebimizin reddedilmesinden dolayı, tarafımızca Şanlıurfa Valiliği aleyhine Şanlıurfa 1. İdare Mahkemesinin 2019/756 E. numarasıyla 18/06/2019 tarihinde idari işlemin iptali davası açılmıştır. Şanlıurfa 1. Idare Mahkemesi 05/07/2019 tarihinde vermiş olduğu kararda baromuzun dava konusu işlemin iptali maksadıyla dava açma bakımından işlem ile arasında menfaat bağının bulunmadığı; iş bu davayı açmaya ehil olmadığından bahiste davayı ehliyet yönünden usulden reddetmiştir. Red kararı üzerine Gaziantep Bölge Idare Mahkemesi 4. idari Dava Dairesi, yapmış olduğumuz istinaf sonrasında 15/09/2020 tarih ve 2019/5476 Esas, 2020/1555 Karar sayılı kararı ile istinaf başvurumuzun kabulü ile Şanlıurfa 1. Idare Mahkemesinin yukarıda belirtilen red kararını " Kamu Kurumu niteliğinde bir meslek kuruluşu olan baroların aynı zamanda insan haklarının savunucusu olduğu ve kişi ya da kişilere karşı işlendiği iddia edilen suçların araştırılması hususunda başvuru yapma hakkının bulunduğu göz önüne alındığında; Said-i Nursi'nin naaşının kaçırıldığı iddiasıyla kayıp naaşın yeri ile ilgili olarak yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davada ehliyetli olduğu anlaşıldığından istinafa konu idare mahkemesi kararında hukuka uygunluk bulunmadığı" gerekçesiyle kesin olarak oybirliğiyle kaldırmıştır.
ESASTAN RED KARARI ÇIKINCA İSTİNAF BAŞVURUYIU GEÇERSİZ SAYDI
İstinaf Mahkemesinin vermiş olduğu karar sonrasında Şanlıurfa 1. İdare Mahkemesinde 2020/1391 esas numarasıyla yeniden görülen davada davanın esastan reddine karar verilmiştir. Esastan red kararı üzerine Gaziantep Bölge İdare Mahkemesi 4. idari Dava Dairesi yapmış olduğumuz istinaf sonrasında 16.05. 2022 tarih ve 2022/1332 E, 2022/1069 Karar sayılı kararı ile istinaf başvurumuzun bu kez gerekçesiz bir şekilde reddine kesin olarak karar vermiştir.
DAVA AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİNE TAŞINACAK
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 10. Maddesinde güvence altına alınan ifade özürlüğünün (başvuruya konu kayıp naaş ile ilgili bilgi ve belgelere ulaşılamaması suretiyle) ve aynı sözleşmenin 6. Maddesinde adil yargılanma hakkının (gerekçeli karar hakkı kapsamında) ihlal edildiği gerekçesiyle, Baromuzca bahse konu İstinaf Mahkemesi kararı 26/09/2022 tarihinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine taşınmıştır.''
BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ KİMDİR?
İslam alimi Bediüzzaman Said Nursi 1878 yılında Bitlis iline bağlı Hizan ilçesinin Nurs köyünde dünyaya geldi. 23 Mart 1960 tarihinde Urfa'da vefat etti. Vefatından sonra geriye 6000 sayfadan oluşan Risale-i Nur Külliyatı ve birkaç küçük şahsi eşyası kaldı. 83 yıllık ömrünün 35 yılını sürgün ve hapislerde geçiren Said Nursi'nin çilesi vefatından sonra da devam etti. 1960 darbesinden iki ay sonra bir Temmuz sabahı Urfa'daki mezarı askerler tarafından açılarak cenazesi bir askeri uçakla bilinmeyen bir yere götürüldü..Bediüzzaman'ın hayatını araştıran Necmettin Şahiner'e göre; Bediüzzaman'ın mezarı Isparta Sav kasabası mezarlığında. Ancak bu iddia doğrulanamadı.
Yorumlar
Kalan Karakter: