Bugün öyle bir hikâye okudum ki, dayanamayıp soluğu bu yazıyı yazmakta buldum. Olayın özeti şöyle; “İstanbul’da su satışı yapan M.Ş isimli bir şahıs, işyerinde yaptırdığı gizli bir odada mahallenin çocuklarına yıllarca tecavüz ettiği ve tecavüz anlarını kayıt altına aldığı ortaya çıktı. Olay da 12 yaşındaki M.Y.’nin derslerin bitmesine rağmen evine dönmemesi nedeniyle ailesinin polise yaptığı şikâyet ile olay ortaya çıkmış. Kamera kayıtları incelendiğinde polis, M.Y.’nin okul çıkışında M.Ş.’nin arabasına binerek işyerine götürüldüğünü tespit etti. Polisin işyerine yaptığı baskında, gizli bir bölmede çok sayıda çocuğun da görüntüsünü de ele geçirdi… En küçük kurbanın 5 yaşından itibaren cinsel istismara maruz kaldığı, R.Ş. adlı bir çocuğun ise felç geçirene kadar cinsel istismara uğradığı öğrenildi… çocukların sesi çıkmasın diye gizli odayı süngerle kaplayan M.Ş. hakkında yüzlerce yıl hapis cezası istendi.”.
Elbette böyle bir suçu ilk defa duymadık. Karıştırın biraz gazete küpürlerini binlercesini göreceksiniz. Yani ne ilk ne de son haber olacak. Fakat üstünde duracağım husus bu değil.
Asıl benim öfkelendiğim nokta bu çocukların nasıl olur da yalnızlığa terkedilmiş olduğudur. Evlatlarının yaşadıkları bu çaresizlikte, ne oldu da ebeveynine gelip söyleme cesaretinde bulunamıyorlar. Sessiz attıkları çığlıkları nasıl olurda bir anne-baba yavrusunun gözlerinin içine bakıp anlayamıyor. Bu kadar mı kör olduk… Ya da anlattılar da dikkate mi alınmadılar. O kadar yıl, o kadar çocuk…
Artık, evlatlarımızı yalnız başına zihniyeti kirli insanlarla dolu bir hayata teslim ettiğimizi görmemiz gerekiyor. Bazen zararın en yakınımızdan geldiğini, asla yapmaz dediğimiz kişilerin iğrenç ellerini yavrularımızın üzerinde gezdirebileceğini anlamış olmamız lazım.
Yaşadığımız toplumda ne yazık ki hala açığa çıkmasının mağdurlar açısından büyük zararlara sebebiyet vereceği düşüncesiyle ilgili mercilere bildirilmekten kaçınılmakta ve failler ifşa edilmediği için de bu suçlar defalarca aynı kişi tarafından işlenip mağdur sayıları giderek artmaktadır. Bu azgın ve iğrenç kişilerin kollarına masum, çaresiz yavrularımızı bıraktığımız için asıl suçlu biz değil miyiz? Elbette kötülük düşünen kişi, karakterinin gereği pisliğini yapacaktır ama bir ebeveyn asla evladını savunmasız bırakma cesaretinde bulunmamalıdır.
Şimdi de size biraz psikoloji kitaplarından karıştırdığımız suçun faillerinin karakteristik yapısına bir göz atalım.
PEDOFİLİ NEDİR?
Pedofili, yetişkin bir kimsenin ergenlik öncesi çocuklar veya ergenliğe yeni girmişleri cinsel açıdan çekici bulması ve cinsel eğiliminin çocuklara yönelik olmasına neden olan psikoseksüel rahatsızlık. Bu rahatsızlığa sahip kişilere pedofil denir.
Pedofili -tipik olarak- yetişkin cinsel ilişkiden zevk almakta güçlük çekerler, özgüvenleri eksik olabilir ve çocuklarla ilişkiyi yetişkinlere nazaran daha az tehdit edici bulurlar. Pedofili eğilimi karşı cinse veya kendi cinsine olabilir. Pedofili, büyük çoğunluğu erkektir ve bu durum kadınlarda çok nadir görülür. Pedofilikleri diğer cinsel istismarcılardan ayıran en önemli özellikleri, çocuklara karşı hissettikleri cinsel dürtüleri ve bu dürtüler karşısında yaptıklarını normal kabul etmeleri; ani bir davranış şekliyle değil, tüm eylemleri planlayarak yapmalarıdır.
CİNSEL İSTİSMARA UĞRAYAN ÇOCUĞUN VAKİT KAYBETMEDEN İLGİLİ MERCİLERE BİLDİRMESİNİN HAYATI ÖNEM TAŞIDIĞINI UNUTMAYIN
Bu suçların tespiti konusunda ruh ve sinir hastalıkları alanında uzmanlardan da yararlanılmakta ve suç, ilgili mercilere bildirildiği andan itibaren alanında uzman psikiyatrlarla birlikte soruşturma yürütülmektedir. Bu sebeple tespiti, incelenmesi, yargıya taşınması noktasında son derece titiz davranılmaktadır. Bu suç tipi genelde gizli işlendiğinden tespiti konusunda yaşanılan sıkıntıların aşılabilmesi için de ne yazık ki mağdurun (çocukların) tekrar tekrar travmalarını canlandırmakta ve bu da ruhsal hasarın artmasına sebebiyet vermektedir. Bu sebeple ebeveynlerin böyle bir durum karşısında muhakkak alanında uzman kişilerle birlikte hareket etmesi hayatı önem taşımaktadır. Mağdur (çocuğun), bedensel zarara uğraması durumunda faile ait örneklerin kaybolmaması açısından ya da yaraların iyileşmesini beklemeden delil tespiti için ilgili mercilere başvurulmalıdır.
Lütfen vicdanlı ve merhametli ebeveynler, evlatlarınızı korumasız bırakmayın. Kötülük her zaman yer yüzünde var oldu ve dünya döndüğü sürece de devam edecektir. Bu yüzden evlatlarınızı yalnız bırakmayın. Dinleyin, gözlemleyin. İnanın sevgisiz ve ilgisiz büyüyen her çocuk herhangi bir suçun mağduru olabileceği gibi herhangi bir suçun da faili olabilir. Onların size ihtiyacı var… Saygılarımla…
