Şanlıurfaspor, zorlu bir sezonun ardından Play-off finalinde Bucaspor’u mağlup ederek yeni sezonda Spor Toto 1. Ligde mücadele etme hakkı kazandı. Asıl zorlu mücadele şimdi başlıyor. Yeni sezonda bu ligde her anlamda güçlü bir yönetim olmazsa bu ligde sıkıntı yaşar ve asansör takım rolüne bürünürüz. Nihayet bir şekilde orta yol bulundu da olağanüstü kongre kararı alındı. 17 Temmuz’da yapılacak olan kongrede muhtemelen başkan belli ve yönetim kurulu içinde bir revizyona gidilip formalite kongre yapılacak. Yapılacak olan formalite kongre Urfasporumuzu başarıya götürmez. Çünkü kendi hür iradesiyle seçilmeyen bir yönetim dolayısıyla talimatla hareket etmek zorunda kalacaktır. Örneğin mevcut yönetim Giray Küçük’ün yeni sezonda görev almaması yönünde fikir beyan ederken, bir gün sonra kulüp başkanı tarafından yeni sezonda Giray Küçük’ün görevine devam edeceği yönünde açıklama yapıldı.
Bu yönetime unutmayalım ki bu işi bilenler değil, parası olup ta etiket sahibi olmak isteyenler girecektir. Formalite kongrenin ardından sorunlar git gide aratarak devam eder diye düşünüyorum. Sebebine gelince takımın transferleri ve yol haritası için kimin sözü geçecek? Vali Salih Ayhan mı? Başkan mı? Para verip yönetime giren yöneticilerin mi? Yoksa şampiyonluğun mimarlarından biri olan ve yöneticilerin hemen hemen hepsinin sevmediği Giray Küçük’ün mü?
İşin birde maddi boyutu var, bu lig öyle 2. Ligdeki gibi maliyetlerle olmuyor. İşin maddi boyutu yine hizmetlerden kısılarak Urfaspor’a para gönderen belediyelerin mi sırtına yük bindirilecek? Yoksa yeni yönetim kurulunun sırtına mı yük yüklenecek? Eğer maddi yük yine belediyelerin sırtında olacak ise yönetim seçmenin anlamı var mı? O zaman belediye başkanları kendi güvendikleri kişileri yönetime koysunlar ve transferleri de Giray Küçük yapsın! Yok yönetimin sırtına yük yüklenecek ise onlarda madem para verdik bizim sözlerimiz neden para etmiyor? Deme hakkına sahip olurlar.
Bir diğer sıkıntı da teknik direktör kararı! Buda yönetim kurulu hakkında ki yazımın girişinde bahsettiğim olayda ne kadar haklı olduğumu gösteriyor. Teknik direktör belli ama yönetim belli değil! Diyelim gelen yönetim kurulu “biz bu teknik direktörle çalışmak istemiyoruz” diyecek dirayeti gösterip fikrini beyan edip bu değişikliği yapabilecek mi?
Zafer Turan’ın teknik direktörlük kariyerine baktığımız zaman uzun yıllar boyunca hep 2. Lig ve 3. Ligde mücadele eden takımlarda görev alması dikkat çeken birinci konu, ikinci konu ise 2012-2013 sezonunda başladığı teknik direktörlük kariyerinde, Eyyüpspor’da şampiyonluk yaşadığı 2020-2021 sezonu hariç hiçbir sezonda tam olarak bir sezonda takımın başında kalmadığıdır. 3. Husus ise Eyyüpspor gibi proje takımı olan bir takımda yaşadığı şampiyonluk hariç bir başarısının olmamasıdır.
Genel bir kanı vardır, “Siyaset spora bulaştırılmamalı” diye. Siyasetin desteği olmadan da olmuyor! O zaman orta yol bulunmalı. Siyasetçi de yönetici de duracağı yeri bilmeli ve sınırları olmalıdır. Bu şehir de “Bu adam neden ilk 11’de oynuyor? Hocaya söyleyin bunu hemen oyundan çıkarsın” diyen siyasetçi de gördüm! Yönetim kurulunu hiçe sayan da! Siyasetçiyi hiçe sayan da!
Şimdi bu kadar tutarsızlıktan nasıl bir başarı bekleniyor? Sezon başında ve ilerleyen haftalarda bu dediğim sorunlar ara ara mutlaka gündeme gelecektir. Şanlıurfaspor’un yol haritasını çizen ve belirleyen kişi neden akli selim bir şekilde düşünüp sağlıklı bir karar almıyor? Benim şahsi fikrim bu ligde başarılı olup uzun yıllar asansör takım olmadan bu ligde devam etmek ya da bir üst lige çıkma hesabı yapmanın tek bir yolu vardır. Fazla uzağa gitmeyin Kemal Saraçoğlu ve Giray Küçük ikilisi bu işi inanın en az Mecnun Otyakmaz kadar ve hatta şehir kenetlenip destek olursa ondan da başarılı olurlar!
