Bazı öğretmenlerimizi okullar açılmaya başladığı anda bir hastalık yakalıyor ve okullar kapanana kadar dönemi raporlu geçiriyor. Allah şifa versin!
Rapor alanların tamamı hasta desek yalan olur, hepsi sağlam desek de haksızlık olur.
Raporlu öğretmenin yerine başka bir öğretmen bulamadıkları için o ders ya boş geçiyor ya da o sınıf öğrencileri diğer sınıflara paylaştırılıyor. Hal böyle olunca sınıflar 50’şer kişilik oluyor, her sırada üç kişi oturmak zorunda kalıyor! Al sana eğitimde geri kalmanın diğer yüzü.
Okul idarecileri bu durumda olan “uyanık! Öğretmenleri tespit edip bir şekilde eğitime devam etmelerini sağlamalıdır ve o öğretmeni eğitmelidir öncelikle. Tabi ki onları eğitebilmeleri için kendilerini de eğitmeleri lazım o ayrı konu!
İkinci konu; devlet kitapları ücretsiz veriyor diye boy boy reklam yapıyoruz, o kitapların çoğu açılmıyor bile. Öğretmenler “kaynak kitap alın” diye tutturuyorlar. O kaynak kitap dedikleri şey de 5 bin ile 15 bin tl arasında değişiyor! Ve ne hikmetse belli kitapçılarda (belli bir yüze karşılığı anlaşmalı da denilebilir) alınıyor.
“Devletin verdiği kitaplarla eğitim olmuyor mu?” diye sorulduğunda da “Bu kitaplarla çocuklar bir şey öğrenmez” diyorlar. Madem bu kitaplarda bilgi yok, o zaman devlet niye boşuna masraf yapıyor? Madem masraf yapıyor o zaman niye içinde bilgi yok? Bilgi varsa niye ek kaynak diye tutturuyorlar? İdarecilerimiz niye Milli Eğitim Bakanlığı’nı uyarmıyor? Uyarırlarsa koltuk mu gider?
