Tarih: 20.06.2023 10:42

'Urfa'da bunun gibi yüzlerce yer var ve denetlenmiyor'

Facebook Twitter Linked-in

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Urfa'da yüzlerce denetlenmeyen Yatılı Kur'an kursu bulunduğunuvsöyledi. 

Halk Tv'deki Gündem özel programında 12 yaşındaki A.D.'nin şüpheli intihar olayını değerlendiren Urfa'da yaptığı araştırmayla ilgili bilgi veren Tanrıkulu, ''Gündüz okula ya da Kur'an kursuna akşam evine giden o yaştaki çocukların yatılı bir yere gönderilmesi gerçekten kabul edilemez. Buna son verilmesi lazım'' dedi. 

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun talimatıyla TBMM İnsan Hakları Komisyon üyeleri olarak Adıyaman Milletvekili Abdurrahman Tutdere ve Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Tanal'la birlikte bu olayı araştırmak üzere görevlendirildiklerini anlatan Tanrıkulu, şu değerlendirmeyi yaptı:

''Olayın yaşandığı Eyyübiye Beşat kırsal Mahallesine gittik, köy sakinleriyle, köy muhtarıyla görüştük.
Medrese denilemez, Yatılı bir Kur'an kursu orası, Camiyle iç içe.. Menzil cemaatine bağlı olduğu bize de ifade edildi. Zaten bu tür yerlerin hangi cemaate yakın olduğu toplum tarafından biliniyor. Orada yaşları 10'la 19 arasında değişen 20 civarında çocuk ve gencin yatılı Kur'an kursu eğitimi aldığı konusunda bilgi aldık.

Devletin yapması gereken hizmetler hiç bir tarikata cemaate devredilemez. Bunların başında eğitim gelir, barınma gelir. Bu tür hizmetleri devletin bizzat yürütmesi gerekir. Maalesef Ak Parti döneminde din eğitim başta olmak üzere bir çok hizmet cemaatlere, kendilerine yakın Vakıflara tamamen denetim dışı bir şekilde devredildi ve bunlar özellikle desteklendi.

Burası da sonuç olarak devletin bir denetiminden geçmeyen resmi kayıtları olmayan bir Kuran kursu.

Normalde okul dışında 2-3 saat Kuran eğitim alıp eve gidilmesi gerekir. Ailelerinin yanında olması gereken o kadar çocuk ve genç aynı mekanda yer yatağında yatıp kalkıyor.

12 yaşındaki çocuk ailesinden uzak aylarca burada kalıyor. Bu tür yerlerde bu güne kadar çok sayıda ölüm olayı, istismar vakası yaşandı. buna olmasına rağmen devletin denetimi kapsamına alınmamış olması Ak Parti'nin siyasi tercihlerinden kaynaklanıyor.

Bu çocuğun buraya gitmek istemediği tekrar baba evine döndüğü ve ailesi tarafından zorla götürüldüğü yönünde iddialar var.

Ceylanpınar'da çocuğun ailesine baş sağlığı ziyaretinde bulunduk. Söz konusu Kur'an kursuyla çocuğun ailesinin ikamet ettiği yer arası çok uzak,, Öyle kolay gidilebilecek bir yer değil.

İntihar öyle kolayca karar verilecek bir eylem biçimi değildir, çok kararlılık ister. Bu çocuğu ölüme sürükleyen bir çok faktör var, çok soru işareti var. Vahim bir vaka.

Ailesi tabi ki sarsılmıştı. Kur'an kursunu veren de ölen çocuğun yakını. Belki o nedenle de gönderilmiş olabilirler. 

Gerçekten iyi şartlarda ise kendisiyle ilgili bir olumsuz bir durum yoksa neden intihar gibi bir eylemi seçsin ve bu sonuç ortaya çıksın?

Olayı araştıran Cumhuriyet Savcısı kararlılıkla bu olayın üzerine gideceğini ve hiç bir karanlık noktanın kalmayacağını bize ifade etti. Urfa Barosu ayrıntılı bir şekilde suç duyurusu başvurusunda bulundu.

Biz her bu tür olay olduğunda peşine düşmektense, bu tür hizmetlerin kamu eliyle verilmesi noktasında ısrarcı olmamız gerekiyor. Ayrıca toplumdan da böyle bir isteğin gelmesi lazım.

Din eğitimi verme tabi ki ailenin tercihlerine bağlı bir şey, bu engellenemez ama bu tür hizmetlerin devlet eliyle verilmesi ve denetlenebilir olması lazım Bunun gibi yüzlerce yatılı kuran kursu var, bunu sadece Urfa için söylüyorum. Türkiye'de binlerce var ve denetlenmiyor maalesef.''


 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —