Tarih: 28.02.2024 09:21

İki teker üstünde emek mücadelesi

Facebook Twitter Linked-in

İnternetin yaygınlaşmasıyla birlikte tüketim alışkanlıkları değişti. İnternet üzerindeki alışveriş firmaları giderek büyürken bu durum bazı meslek kollarının da gelişmesine sebep oldu. Kuryelik de bu gelişmelerle yaygınlaşan işkollarından biri.
Söz konusu Urfa’da da ürünleri müşterilere hızlı bir şekilde ulaştırmaya çalışan kuryeler birçok sorunla da karşı karşıya kalıyor. Ağırlıklı olarak gençlerin çalıştığı meslek kolu, konuya dair çalışmaların yer aldığı raporlarda “az tehlikeli meslek kollarından sayılıyor. Ancak bu alan birçok tehlikeyi bünyesinde barındırıyor.
CANIMIZ BURNUMUZDA ÇALIŞIYORUZ
Konuya ilişkin gazetemize değerlendirmede bulunan Serkan Kalyoncu, “Kuryelik, dışardan bakıldığında basit ve güzel bir iş gibi gözükebilir. Yaz mevsimlerinde güneşin kavurucu sıcağı altında yandığımız gibi kışın yağışlı ve soğuk havalardaysa daha fazla kaza riskiyle karşı karşıya kalmaktayız. Trafikte araçlarıyla kuralları ihlal eden birçok sürücü var. Dikkatsiz sürücüler yüzünden canımız burnumuzda çalışıyoruz. İşten soğuduğumuz zamanlar da oluyor. Araç kullanıcılarından ricam motorcularla aracınızdaki mesafeye dikkat edin. Motorcuları fark edin, biz sizi motordaki oluşan titreşimden ve sesten dolayı hemen fark edemeyebiliriz. Bu durumun sonucunda bir anlık panik yaşayabilir, ani manevra yaparak kaza yapabiliriz” dedi. 
EN FAZLA ALDIĞIMIZ ÜCRET 30 BİN TL
Urfa’da motor kuryelerin hiçbir değeri olmadığına dikkat çeken Mert Yeltege, “Yaklaşık 7,8 aydır bu sektörün içindeyim. Günlük 9 saat mesai yapıyorum. Bunun haricinde özellikle yağmurlu günlerde sürekli siparişler olunca çok zorlanıyoruz diyebilirim. Sitelerin içine motorla giremediğimiz için çok yüklü eşyalar taşıyoruz. Sürekli trafikte olduğumuz için kaza korkusuyla her daim karşı karşıya kalıyoruz. En büyük korkularımızdan biride bu. Urfa’da motor kuryelerin hiçbir değeri ya da karşılığı yok. Dışarı illerle kıyaslamadığımız zaman aldığımız ücretler ya da yaptığımız işlere karşılık aldığımız değer sıfır. İstanbul gibi bir yerde bir motor kurye 100 bin TL alırken bizim burada en fazla aldığımız ücret 30 bin TL. Bunu da eğer fazla mesai yaparsak… Normal mesaide o ücreti asla kazanamayız. En çok zorlandığımız mevsim de kışın diyebilirim. Çünkü insanlar evden fazla dışarı çıkmadığı için en fazla sipariş yoğunluğumuz o mevsimde oluyor. Bağlı bulunduğumuz ya da var olan bir sendikamızda yok. Bunun dışında sipariş götürürken az bir zamanla siparişleri geç götürdüğümüz için bizi rencide eden ya da azarlayan müşterilerde oluyor” şeklinde konuştu. 
EMEĞİMİZİN KARŞILIĞINI ALAMIYORUZ
Moto kurye olarak trafikte çok fazla zor durumla karşılaştıklarını belirten Hakan Demir, “Emeğimizin karşılığını alamıyoruz. Asgari ücrete yapılan zamlardan sonra bile hayat pahalılığından dolayı pek kazanç sağlayamıyoruz. Nereye kadar böyle dayanacağız ve devam edeceğiz belirsiz. Birikim yapmakta güçlük çekiyoruz. Çok zor şartlar altında çalışıyoruz. Kısacası biz verdiğimiz emeğin karşılığını almak istiyoruz. İşletmeler tarafından, çalışmalarımıza karşılık aldığımız ücretlerden hiç memnun değilim ”ifadelerini kullandı. 
ÇOK FAZLA STRES VE KAYGI YAŞIYORUZ
Müşteriler tarafından da bazen olumsuz tepkiler aldıklarını ifade eden Mahsun Toprak da, “Gün içinde çok fazla stres ve kaygı yaşıyoruz. Hayatlarımızı devam ettirmek için çalıştığımız bu sektör, hayatlarımızın sürekli tehlike altında olduğu bir ortama dönüşüyor. Çoğu işyeri motosikletlere yaptırması gereken bakımları maddi yük olarak gördüğü için yaptırmaktan kaçınıyor. Böylelikle kuryenin can güvenliği ihmal edilmiş oluyor. Bunun önleminin alınması için motorlu kurye hizmeti veren işletmelerin, ilgili makamlar tarafından motosiklet ve kurye denetimine tabi tutulması gerekiyor” dedi.

ZÜBEYDE YAVUZTÜRK




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —