Tarih: 21.08.2023 11:54

Bizi tek başına il yapmazlar ama...

Facebook Twitter Linked-in

Birecik ilçesinin Gaziantep'e bağlanmak istemesi sosyal medyada tartışılmaya devam ediyor.

 

Birecik ile Halfeti ilçelerinin Gaziantep'e bağlanması talebi, 5 yıl sonra yeniden gündeme geldi. Daha önce Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a mektup yazan Birecik Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Saadettin Bilgin, bu kez İçişleri Bakanlığı'na dilekçe gönderip Fırat Nehri kıyısındaki 2 ilçenin referandum yapılarak Gaziantep'e bağlanmasını istemişti.

 

Bu konuda düşüncelerini sosyal medya hesabında gündeme getiren Birecikli Avukat Müslüm Çetin, 15 yıl önce gündeme getirdiği öneriyi tekrarladı:  ''Birecik için tek reçete var. Urfa'dan ayrılmak. Peki ya Antep'e mi bağlanalım? HAYIR. Bizi tek başına il de yapmazlar. Ama Birecik Nizip ve Halfeti belki Karkamış birleştirilerek yeni bir kent yaratılabilir mi acaba? Yüksek sesle düşünüyorum. FIRATKENT mi? Neden olmasın?'' 

 

KIRK YILLIK KANİ OLMUYOR YANİ 

 

Av.Erçetin'in 15 yıl önce paylaştığı yorum şöyle:

 

''Urfa'nın ilçesi olmamızın bize olumlu anlamda kattığı ne var merak ediyorum. Duygusal refleksle biz Urfalıyız demenin de pek bir matah yanını göremiyorum. Ama eksileri çok fazla. Yollardaki toz toprak, su ve elektrik sorunu, turizmin gelişmemesi, dışarıya göç, işsizlik vb birçok sorunun kaynağı Birecik'in Urfa'nın ilçesi olmasıdır. Büyükşehirden sonra ilçenin sorunları katmerlenerek artmıştır. Çok basit bir örnek vermek istiyorum. Söğütlükle ilgili olarak gerek Urfa Büyükşehir Belediye Başkanlığı, gerek Valilik ve gerekse onlarca sivil toplum kuruluşuna başvurduk. Bakın burası dünyanın en nadir kuşlarına ev sahipliği yapıyor. Buraya sahip çıkın, koruma altına alın diye yalvardık. Umurlarında bile olmadı. Söğütlük susuzluktan çürüyor ve gün aşırı yangın çıkarılıyor. Göz yumuyorlar. Nedenini siz tahmin edin.

 

Birecik'in doğal ve kültürel zenginlikleri, en basit kentsel ihtiyaçlar büyükşehirin umrunda değil maalesef. Bu politik bir mesele değil. Hangi siyaset gelirse gelsin durum değişmez. Kırk yıllık kani olmuyor yani. İster il olalım ister Antep'e bağlanalım. Bugünden daha iyi konumda olacağımız kesindir. Başka çare de yoktur.

 

DIŞ DÜNYA İLE BAĞLANTI NOKTAMIZ ANTEP

 

Birecik, G.Antep'e 67 km. Ş.Urfa'ya 84 km uzaklıktadır. Cumhuriyetin kuruluşu ile birlikte, daha önce Halep'e bağlı olan Birecik, Urfa'ya bağlı bir kaza olmuştur. Birecik'in Urfa'ya bağlanması tabi ki coğrafik nedenlerden kaynaklanmaktadır. Eğer ki Birecik Fırat Nehri'nin doğu yakasında değil de Batı yakasında kurulmuş olsa idi bugün G.Antep'e bağlı bir ilçe olacağı tartışmasızdır. Ancak, özellikle köprünün inşasından sonra Birecikliler sosyal ve ticari ilişkilerini tamamen G.Antep üzerinden gerçekleştirmiş ve G.Antep üzerinden dışa açılmış. Hatta köprüden önce dahi böyle olduğu anlatılır.

 

Zira kayıkla öteyüze(karşıyaka) geçen halk, oradan hareket eden otobüslerle G.Antep'e ulaşırmış. Birecik'in Ş.Urfa ile olan resmi bağlantısı nedeniyle, halk sadece devletle olan ilişkilerinde (örneğin Bağkur işlemleri, pasaport çıkarma, bazı adli vakalar vs. gibi resmi işlemler) Urfa ile tanışmış. Bunun haricinde Birecik'in dış dünya ile bağlantı noktası hep G.Antep olmuş. Örneğin düğününüz var, alışveriş yapacaksınız. Nereye gidersiniz? Cevap Gaziantep. Yeni iş kuracaksınız. İşyeriniz için mal alacaksınız. Nerden alırsınız? Tabii ki Gaziantep. Fıstık tüccarı malını G.Antep'e satacak. Eğlenmek için dahi G.Antep'e gideceksiniz. Ve daha bunlara eklenebilecek bir çok örnek...

 

TERAZİYE KOYSAK ANTEP AĞIR BASAR

 

Birecikli istisnalar hariç Urfa'ya birkaç kez gitmiştir. Ama bir ayağı hep Antep'tedir. Birecik'ten göç edip Antep'e yerleşen yüzlerce aile sayabiliriz. Ama Birecik'ten Urfa'ya göçmüş kaç aile var acaba? Birecik'in bu nedenle kültür farklılığı da vardır. Kültürümüz ne Urfa'ya ne Antep'e benzer. Ama ikisinden de almıştır. Şivemiz bile farklıdır. Teraziye vurduğumuzda ise belki Antep daha ağır basar.

 

Nizip'i ele aldığımızda Birecik'e uzaklığı 20 km'dir. Araçla 10-15 dakika mesafededir. Birecikle Nizip arasında bile kültür farklılığı vardır, ama ortak yönlerimiz de az değildir. Doğuya doğru 40 km mesafedeki komşu ilçemiz Suruç ile ise nerdeyse hiçbir ortak yanımız yoktur.

 

Birecik'in, tarihin en eski dönemlerine kadar uzanan geçmişi ve özellikle Fırat kıyısında kurulan bir yerleşim olması, su kenarında kurulan diğer medeniyetler gibi kendine has özelliklerinin doğmasına yol açmıştır.Birecik'in bu durumu, Urfa'ya bağlı olmasına rağmen vilayetten çok farklı bir kültüre sahip olması, Urfalı hemşerilerimizde maalesef bize karşı bir önyargı oluşmasına sebebiyet vermiştir. 

 

ANTEP İLE URFA ARASINDA SIKIŞTIK, BEDELİ AĞIR OLDU

 

Uzun yıllar Birecikli bunun acısını çekmiştir ve halen de çekmektedir. Urfalılar, Birecik'i kendilerinden görmediler. Siyasi platformda Birecik bu iki arada kalmışlık nedeniyle çok zarar gördü. Urfa'dan seçilen milletvekilleri Birecik'in haklarını korumak bir yana, geri planda kalmasına sessizce göz yumdular. Parti Genel merkezleri milletvekili adayı belirlerken Birecik'i çoğu zaman hesaba dahi katmadılar. 

 

Cumhuriyetten bu yana Birecikli milletvekili sayısına baktığımızda iki elin parmakları kadar sayıya bile zor ulaşırız. Oysa yakın komşumuz Nizip her dönem milletvekili hatta bakan dahi çıkarmıştır. Bu durum ilçemizin bir çok alanda söz sahibi olamamasına neden olmuş ve gelişmesinin önünde hep bir engel olarak durmuştur.Urfa ile Antep arasında sıkışıp kalmamızın bedelini çok pahalı ödedik!!!

 

ÜVEY EVLAT MUAMELESİ GÖRÜYORUZ

 

Spor müsabakalarında dahi Bireciklilerin Urfa'da üvey evlat muamelesi gördüğü ve halen de bunun devam ettiği hepimizin malumudur.Peki ya Antepliler bizi çok mu seviyor? Elbette ki hayır. Zaten resmi olarak bir bağımız yok. Sadece ticaret yapıyoruz. Bu ticaret esnasında kültür alışverişi de oluyor. Hatta Antepliler Sahre alanı olarak en çok Birecik'i kullanıyor. Ama gel gör ki Anteplilere de çok yarandığımız söylenemez. Birecik onlar için mal alıp sattıkları ve kar ettikleri bir pazar ve Fırat kenarındaki piknik alanından ibaret ! Kaldı ki zaten bundan daha ileri gitmesi de beklenemez.

 

Çünkü resmi olarak bir bağımız yok.Birecikliler bu kimlik karmaşasını çok şiddetli yaşadı. Urfalıyız dedik bizi yakıştıramadılar, olmadı. Antepliyiz dedik gene olmadı. Birecikliyiz dedik Bilecik anladılar.

 

BARAJDAN FAYDALANAMIYORUZ

 

Hakkımızı arayacak kimse de olmadı. Köprümüz vardı. Bir faydasını göremedik. Belki köprüden önce daha önemli bir ticaret merkeziydik. Yanıbaşımıza baraj yaptılar. Hiçbir şeyinden faydalanamıyoruz. Nizip'e vapur getirildi. Bırakın bize vapur gelmesini Birecik kıyılarına yanaşması bile yasak. Otoyol yapıldı, ama şehrin 20 km. uzağından geçiyor. Bir zamanlar tren yolu yapılmış ama Birecik yerine kuş uçmaz kervan geçmez bir yer istasyon olarak seçilmiş.  liste uzatıldıkça uzar ve içimiz kan ağlar. Fırat akar Birecik bakar... Siyasi hiçbir yaptırım gücümüz de yok. Neden acaba? Birecik'in hep geri planda kalmasının sebebi coğrafik nedenlerle Anteple Urfa arasında kalması mıdır sizce? Gerçekleri konuşmakta fayda var. 

 

Benim başka bir konuda ortaya attığım bir hayalim var: Belki tepki görür, belki hoşa gitmez. Ama Birecik için tek reçete var. Urfa'dan ayrılmak. Peki ya Antep'e mi bağlanalım? HAYIR. Bizi tek başına il de yapmazlar. Ama Birecik Nizip ve Halfeti belki Karkamış birleştirilerek yeni bir kent yaratılabilir mi acaba? Yüksek sesle düşünüyorum. FIRATKENT mi? Neden olmasın?''

 

SORUNLAR AZALMADI, KATMERLEŞTİ

 

Av.Erçetin, ne yazık ki son 15 yılda Birecik adına değişen bir şeyin olmadığına vurgu yaparak, şu değerlendirmeyi yaptı:

 

''Ne yazık ki 15 yıldır değişen bir şey yok. Urfa'nın ilçesi olmamızın bize olumlu anlamda kattığı ne var merak ediyorum. Duygusal refleksle biz Urfalıyız demenin de pek bir matah yanını göremiyorum. Ama eksileri çok fazla. Yollardaki toz toprak, su ve elektrik sorunu, turizmin gelişmemesi, dışa göç, işsizlik vb birçok sorunun kaynağı Birecik'in Urfa'nın ilçesi olmasıdır. Büyükşehirden sonra ilçenin sorunları katmerlenerek artmıştır. Çok basit bir örnek vermek istiyorum. Söğütlükle ilgili olarak gerek Urfa Büyükşehir Belediye Başkanlığı, gerek Valilik ve gerekse onlarca sivil toplum kuruluşuna başvurduk. Bakın burası dünyanın en nadir kuşlarına ev sahipliği yapıyor. Buraya sahip çıkın, koruma altına alın diye yalvardık. Umurlarında bile olmadı. 

 

BİRECİK'İN 2. KURTULUŞU URFA'DAN AYRILMAK OLACAKTIR

 

Söğütlük susuzluktan çürüyor ve gün aşırı yangın çıkarılıyor. Göz yumuyorlar. Nedenini siz tahmin edin. Birecik'in doğal ve kültürel zenginlikleri, en basit kentsel ihtiyaçlar büyükşehirin umrunda değil maalesef. Bu politik bir mesele değil. Hangi siyaset gelirse gelsin durum değişmez. Kırk yıllık kani olmuyor yani. Bu Birecik'in onur meselesidir. Birecik'in ilk kurtuluşu 10 Temmuz'da oldu. 2.kurtuluşu ise Urfa'dan kurtuluşu olacaktır. İster il olalım ister Antep'e bağlanalım. Bugünden daha iyi konumda olacağımız kesindir. Başka çare de yoktur.

 

ALTYAPIYI BİZ YAPTIK DİYE BEZ AFİŞ ASMAKLA OLMUYOR BU İŞLER

 

Antep meselesi belki biraz da Urfa'nın duyarsızlığına gösterilen aşırı bir tepkidir. Gerçekleşme ihtimali var ya da yok. Ama Urfalı duyarsız idarecilerin yüzüne çarpan bir tokat olmalı bu hareket. Umarım Yarabbi şükür demezler de Birecik'in kentsel sorunlarına acil çözümler üretirler. 

 

Altyapıyı biz yaptık diye bez parçası asmakla olmuyor bu işler. Şunu da belirtmek isterim. Ben şahsi olarak Antep sevdalısı olmamakla birlikte, Urfalı idareci, kentimizin yegane yeşil alanı ve koruma altındaki Söğütlük için rantsal hayaller kuruyorsa sırf bunun için bile Antep'e evet derim.''

 


 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —