2-0'lık Erokspor yenilgisinin ardından taraftarların çağrısına uyarak itifa kararı alan ve olağanüstü kongre tarihi, belirleyen Şanlıurfaspor Kulüp Başkanı Mehmet Giray Küçük, yoğun eleştirilere uzun bir açıklamayla yanıt verdi.
Küçük, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, kendisini istifaya götüren sebepleri şöyle açıkladı:
''Sevgili Şanlıurfaspor severler; maalesef kulübümüzün şu anda içinde bulunduğu durum hiç tahmin etmediğim bir hal almıştır. Bundan sonra Kulübümüz adına çok zor süreç başlamıştır. Ancak biz bu noktaya niye geldik ne gereği vardı?
Son oynadığımız Erok maçında tribünlerin hep bir ağızdan beni ve yönetimi istifaya davet etmesi bizim açımızdan bardağı taşıran son damla olmuştur.
Özellikle şahsım o an çok karışık duygular yaşadım. Üzüntü içerisinde, hala kulaklarımdan çınlayan o sesleri unutamıyorum.
Peki biz bunu hak ettik mi?
Size bu konuda birkaç bilgi vermek istiyorum;
2017-2018 Sezonu: Bir önceki sezon düşmüştük. Kulübün korkunç borçları ve neredeyse yönetici dahi bulamayacağı bir durumdaydı. Yine sürekli kader birliği yaptığım Emin Yetim Başkan birlikte devam etmemizi söyledi. Ve o zor şartlarda hiçbir destek olmadan yine kendi çabalarımızla son Gümüşhane maçında son saniye golüyle maalesef bir üst lige çıkamadık. Aslında Urfaspor maceram tam da bu sezon başladı. Bana göre başarılıydık. Çünkü travma geçirmiş bir takımı son saniyede gol olmasaydı neredeyse tekrar üst lige çıkaracaktık.
2018 2019 Sezonu; Yine destek olmadan belki de hâlâ hafızalardan silinemeyecek çok güzel bir kadro kurduk. Türk futboluna armağan ettiğimiz Samet Akaydın, Cebrail Karayel bunlardan birkaçı. O sezonun devre arasında kongre oldu ve ben o yönetimde yer almadım. Ve sezon sonu bir kaos ortamında belki de Urfaspor’un geleceğini kurtaran futbolcular bir bir tek taraflı fesih kararı alıp gitmişlerdi, oysa kendileriyle 3-4 yıllık sözleşme imzalamıştık. Yönetimde olmamama rağmen takım iyi olduğu için play off oynamıştır.
NEREDEYSE BAL LİGİNE DÜŞÜYORDUK
2019 2020 Sezonu: Urfaspor’un kağıt üstünde bir yönetimi var ancak hiçbir şekilde yok gibi davranıyor. Transfer yasağı açılamadığından eldeki altyapıdaki oyuncularla mücadele etmeye çalışmış ve tarihin en kötü sonucuyla ligi sonuncu sırada bitirmiştir. O dönem yönetimde olmadığım halde Urfaspor düşecekse de enkaz bırakarak düşmemesi için elimden geleni ben ve çok değerli arkadaşım Murat Şahanoğlu ile beraber takımın en azından tüm maçlara çıkmasını sağladık. Çünkü içimde şöyle bir inanç vardı iki maç üst üste çıkmaz isek direk BAL ligine düşüyorduk, ondan sonra toparlanmak imkansızdı. O dönemdeki yöneticiler elini ayağını çekmiş tesiste su dahi yoktu. Biz her hafta o genç çocukların mutfak masraflarını karşılayarak Şanlıurfaspor’un mücadelesine devam etmesini ısrarla istedik. Çünkü üçüncü lige düşersek bir şekilde çıkabilirdik ama BAL ligine düşersek Urfaspor bugün Malatyaspor, Karabük, Mersin ve adını sayamadım bir çok kulüp gibi olurdu.
O zamanın en büyük şahidi saygıdeğer eski kaptanımız Mutlu Yılmaz’dır. Bir gece deplasmana gitmek için yola çıktıklarında para bulamadıkları için çocukları evlerine göndermiş ve maça gitmeme kararı alınmıştı. Gece saat 03:00’te bana haber ettiklerinde ben Mutlu hocayı çağırıp limitsiz bir kredi kartı vererek tüm masrafları üstlenerek mutlaka gitmeleri gerektiğini söyledim. Bu arada Karaköprü, Şanlıurfa FK olayları iyice konuşulur olmuştu. Hatta bazı efsane Başkanlar ve daha sonra Urfaspor Başkanlığı yapan eski bir oyuncu o yönetimin içindeydi. Daha sonra başkanlık yapan bu zat beni ofisine çağırmış; Giray başkan niye Urfaspor için bu kadar ısrarcısın, bırak maça çıkmasın düşsün burada borçsuz Karaköprü var dediğinde utanır mı bilmem ama hiç kimse kalmasa bir tek ben Urfasporlu kalırım diyerek mücadeleyi sonuna kadar yürüteceğimi söyledim. Maalesef bu kişi daha sonra Urfaspor Başkanı olmuştur. Bu şekilde sezonu sübvanse ederek oyuncuların hocaların lisans paralarına kadar karşılayarak kulübün yaşaması için var gücümle arkadaşım Murat Şahanoğlu'yla beraber sonuna kadar mücadele ettik. Ve nihayetinde Pandemi süreci ile beraber Şanlıurfaspor’un düşmeden ikinci ligde kalması kesinleşti. Eğer o sezon biz ısrar edip takımın maçlara çıkmasına sebep olmasaydık Pandemi kararından da faydalanamayacaktık.
AZ DAHA HAYATIMDAN OLUYORDUM
2000-2021 sezonu: Evet ikinci ligde kalmıştık ancak transfer yasağı ve korkunç bir borç vardı. Yine bana göre Urfa’nın efsane sayılabilecek başkanlarından Emin Yetim bu işe el atmamız gerektiğini söyledi ancak iş çok zordu. Çünkü Şanlıurfa FK projesi bütün halktan kabul görmüş hatta Şanlıurfaspor ile ilgili spor programları yayından kaldırılmış ve Şanlıurfaspor neredeyse konuşulmuyordu. Şanlıurfaspor’u gündemde tutmak için çok büyük emeklerle bir televizyon kanalı dahi kurduk. Bu programa o dönemin Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Zeynel Abidin Beyazgül katıldı. Ve söylediği bir cümle belki de Urfaspor’un kurtuluşu oldu. ‘’Herkes bir şey söylüyor Urfaspor’un borcu kapanacak gibi değil, bilsem 10-12 milyona kapanacak ben bu parayı veririm’’ dediğinde benim için bir umut oldu. Yaklaşık 50 yerli yabancı dosya için tek tek oyuncularla görüşmeye başladım. Anlaştığım oyunculardan ibraname aldım bu ibranamele belediye başkanının karşısına çıkıp söz verdiğiniz gibi 10-12 milyona ben bu işi bitiririm dedim. Hatta o an için belki inanmamış olacak ki ibranamedeki birkaç oyuncuyu kendisi bizzat aradı ve neredeyse oyunculara ödenecek paraların yüzde 15-20 ile bu işin biteceğini inandı ve ışığı orada yaktık. Bu arada kendi şahsi aracımla 60.000 km yol yaptım oyunculara tek tek gittim. Hatta bir gidişimde ağır bir kaza geçirdim ve bugünkü değere 4 milyon olan aracım pert oldu. Fakat bu bizim yolumuza taş koymadı. O dönemin şahidi taraftar gruplarından Kerim Aktosun ve Mehmet Köse Mersin’e yanıma gelerek bu işe devam etmem yönünde bana telkinlerde bulundular. Ben de bu işi başaracağıma inanarak kısmını değil, neredeyse borcun tamamını temizleyerek yeni sezon öncesi transfer yasağını açtık.
İSTESEYDİM KULÜBÜ ŞİRKETLEŞTİRİRDİM
Ancak zaman daralmıştı ve lig başlayacaktı bu yüzden çok acele 25 tane transfer yaptık ancak hazır olmayan ve boşta kalan oyuncularla bir kadro kurmuştuk. O gün transfer döneminin sona ermesine 50 saniye kala tahtayı açmıştık. Ancak sonuç anlamında işler iyi gitmedi ve sezonun ilk devresini beş puanla ve neredeyse düşmesi kesinleşmiş bir takım olarak tamamladık. Ancak bizim için her şey bitmemişti ikinci yarıya iyi transferler yaparak ikinci yarıda şampiyon olan Manisa kadar puan alıp mucizevi bir şekilde bizde kalmıştık. Artık Urfaspor’un önü açılmıştı. Ve kulübün borcu kalmamıştı. İsteseydim kulübü şirketleştirirdim ve kulübün sahibi olabilirdik. Ancak ben Urfaspor’un her zaman halkın takımı olarak kalmasını savunuyorum.
2021-2022 sezonu öncesi kulüp yapılanması ve transfer politikasındaki prensiplerime aykırı durumlardan dolayı tekrar yönetimden ayrıldım. O sezon büyük bir bütçeyle son anda ligde kalındı.
2022-2023 sezonu öncesinde başkan Emin Yetim beni arayarak tekrar kulübe geri dönmem gerektiğini söyledi ben de her zamanki gibi görevden kaçmayarak futbol tarihinin en önemli sezonlarından birini geçirerek playoff şampiyon olarak bir üst lige yani birinci lige adım attık. O dönem çok iyi bir kadro kurmuştuk ama yine yine ligin en düşük bütçeli takımlarından biriydi. O dönem Vali Salih Ayhan’ın destekleriyle de şampiyon olduk. Tabii ki destekleri yadsınamaz ancak Vali bey son sekiz hafta destek vermeye başladığı zaman biz zaten ligin lideriydik, yani desteksiz bir şekilde. Tabii ki buradan Salih Ayhan Valimize çok teşekkür ediyorum. Çünkü o maddi destek olmasaydı belki de çıkamayabilirdik. Ancak şampiyonluğun başlangıçdaki asıl mimarlar şimdiki hocamız Kemal Kılıç, ben, Emin Yetim ve sonrasında Zeynel Abidin Beyazgül ile Salih Ayhan'dır.
2023-2024 sezonu başlangıcında ayrılmak istedim ancak dönemin Başkanı Hacim İzol ısrarla devam etmemi istedi. Ben de devam ettim ancak transfer politikası benim prensiplerime aykırı yürüyordu, bu konuda Başkan ve Teknik Direktör Zafer Turan’ı ikna edemiyordum. Ayrıca üst üste gelen galibiyetler bir anlamda beni haksız gibi gösteriyordu. Ancak ben bu galibiyetlere aldanmayalım, biz bu şekilde küme düşeriz dediğimde resmen bana güldüler. Ve ben takım liderken herkes el ele Süper Lig’e giderken kadronun ve transferlerin iyi olmadığını savunarak istifa ederek ayrıldım.
O sene çok büyük bir bütçe ile lige başlamıştık ancak sezon sonu gelinen noktada başka bir maçın sonucuyla belki de Allahın takdiri ile ligde kaldık.
Hatta o sezon Play off maçından dönerken ölümcül bir kaza geçirmiş çok şükür hayatta kalmıştık. O gün kaza geçirirken aklından geçen şey sevgili Urfaspor sevdalısı Ismail Dortkardes gözümün önünden geçti. O da Urfaspor sevgisini öneticilik yaptığı sezon bedeniyle ödemişti. Öyle olabilirdik ama yüce Rabbim herhalde bize acıdı.
2024 2025 sezon öncesi camiada çok büyük bir kaos vardı başkan adayı bulunamıyordu. Ancak efsane başkan ve kurmuş olduğu bir ekip görev ve talip olduklarını açıkladılar onlar da ikinci kongreye yani son kongreye saatler kala çekildiler dolayısıyla 10 saat sonra yapılacak kongrede kulüp direk kayyuma kalacaktı ve sonu maalesef amatöre kadar gidecekti.
Yine buna gönlüm razı olmayarak 2 saat içerisinde bir grup arkadaşla birlikte kimseyle görüşmeden kimseyle pazarlık etmeden sonunu düşünmeden nelerle karşılaşacağıızı bilmeden cesaretle liste yaptık ve kongrede seçildik. Unutulmamalı ki o gün biz girmeseydi şu an Malatyaspor’dan hiçbir farkımız olmayacaktı.
Kongrede seçildikten sonra ortada ne bir takım ne de bir yapı vardı. Sadece iki sözleşmeli oyuncu ve sözleşmelerini tek taraflı fesih hakkı kazanan 460.000 Euro ödemekle yükümlü olunan iki futbolcu vardı. Acilen bu oyuncularla anlaşıp FIFA dosyası açılmadan olayı kapattık yani gelir gelmez 120.000 Euro paramız gitmişti ve biz bu parayı aramızda toplamıştık.
Bütün takımlar sezon öncesi kampının ilk etabını bitirmişti ligin başlamasına çok kısa bir süre vardı. Ve geçmiş yıldan kalan bir sürü borç transfer yasagi vardı piyasaya olan esnaf borçları da ve daha sonra gelecek olan yağmur gibi icralar da işin cabasıydı. Ancak biz yılmadık bütçemiz ölçüsünde bir kadro yaptık ve bu kadro yaptığımızda Urfa’da hemen hemen herkes büyük bir fiyasko yaşayacağımızı ve sezon sonuna kadar on puan bile alamayacağımızı iddia etti.
MANEVİ DESTEKTEN BİLE YOKSUN KALDIK
Sezona iyi başlamasak da iyi bir takım olduğumuzu herkes görmüştü zaman geçtikçe daha iyi olduk. Ancak teknik direktörümüzüzün hala anlamadığım sebeplerden dolayı ayrılması ve akabinde devre arasında bazı oyuncuların düşük ücretler aldıklarını ve iyi piyasa yaptıklarını gerekçe göstererek takımdan ayrılmak istediler. Biz o dönemde destek çağrılar yaparken biraz destek bulsak oyuncularımızı bırakmamamız gerektiğini yönetimde konuşuyorduk. Ancak tüm Urfa’nın dinamiklerine kara bulutlar çökmüştü sanki tamamen yalnızlaştı hiç kimse kapimizi çalmadı. Maddi desteği geçtim manevi destek anlamında da maalesef beklediğimizi alamadık. Sponsor arayışlarımız sonuçsuz kaldı şehrimizin ileri gelenleri bu konuda önayak olmadılar. Sayın Valimiz Hasan Şıldak bir sponsor bulduğunda neredeyse 24 hafta geçmişti. Ve bu da toplamda 5 milyonluk bir anlaşmaydı. Ancak buradan da bir önceki sezondan kalan ödenmeyen 1.5 milyon para düşürülerek 3.5 milyon bir destek sağlanmış oldu. Bu süreçte Sayın Büyükşehir Belediye Başkanımız Kasım Gülpınar otobüsümüzü kiralamış aylık 140.000 TL yükten ve aylık 1750 litre yakıt yükünden bizi kurtarmıştı.
Ayrıca mutfak masrafı olarak aylık 150.000 TL destek halihazırda devam etmektedir. Ayrıca bir de nakit 3 milyon lira desteği olmuştur ve daha sonra da 2 milyon daha katkı sağlamıştır. Kendisine teşekkürlerimi sunuyorum.
Sezon ilerlerken SGK ve maliye borçlarından dolayı -3 puan cezasıyla karşı karşıya kaldık. Toplamda 4 milyon olan ve aylık 70.000 tl TL olan taksitler bir önceki sezonda yatırılmadı. Yapılandırma bozulduğu için 14.5 milyon borçla karşı karşıya kaldık. Bu borcu da yapılandırdık. Çok değerli yönetim kurulu arkadaşlarımız Mehmet Baydilli ve Ahmet Bulut’un şahsi mülklerini SGK’ya teminat göstererek bu cezadan kurtulduk. Aynı şekilde maliye yapılandırması için de değerli yönetim kurulu üyemiz Sahin Kartal ve Hasan Asiklioglu’nun birer araç teminat vermesiyle bu sorunu da çözdük.
Hala maddi anlamda bir destek gelmiyordu. Önümüzde korkunç bir transfer yasağı duruyor ve oyuncularımız bir bir ayrılmak için şehri terk ediyordu. Bu dönemde oyuncularımızın paraya çevrilmesi konusunda büyük bir plan yapılmış ve çok büyük bir maddi kaynak sağlanarak hem transfer yapılmış hem transfer yasağı engeli aşılmış hem de gecikmiş borçlar kapatılmıştır. Yine kendi yağımızda kavrulduk.
Ancak bunların hiçbiri yeterli değildi. Türk futbol tarihinin belki de en zor en çekişmeli Ligi’nde mücadele ediyorduk ve mücadele ettiğimiz kadro çok çok düşük bütçeli ama azimliydi. Ligin Malatyaspor’dan sonra en düşük bütçeli takımıydık. Yani aslında Malatyaspor‘dan bir farkımız yoktu. Bütçesi küçük ama yüreği çok büyük yönetim ve futbolcularla azimle mücadele etmeye çalıştık. Ama daha ligin ilk haftasından geldiğimiz güne kadar planlı bir yıpratma planlı bir demoralize etme durumu yakamızı bırakmadı. Oysaki katıldığım her televizyon programında 'Lütfen destek lütfen destek' demekten bıktım. Çağrı yapmaktan kapı kapı gezmekten kendimize yediremediğimiz durumlar olsa da gururumuz incinse de Urfaspor için her şeyi yapabilirdik.
Son haftalarda bana göre de başarısız sonuçlar alsak da hala yarışın içindeydik . Zaten ligin seyri şunu gösteriyor ki bu mücadele son düdüğe kadar devam edecek. Ancak hala anlamadığım bir şekilde son maç ve küme düşmüş edasıyla şehirde bir umutsuzluk ve acımasızca eleştirici dozajına arttırıyordu. Erok maçı benim için her şeyin sonu oldu. O gün statta istifa diye yırtılanlar yukarıda anlattığım olaylardan dolayı şunu hissettim. Bu bu kitle bugün bir nebze de olsa benim sayemde statta olmalarına rağmen yönetimimize bana bırakıp gitme isteğini şiddetle dile getirmeleri çok acı verici. Kimse kusura bakmasın bugün bu kulüp eğer ayaktaysa ve bu mücadeleye bu ligde devam ediyorsa burada katkı sağlayan dört unsuru vardır.
1- Emin Yetim
2- Giray Küçük
3- Zeynel Abidin Beyazgül
4- Bir avuç taraftar
Başka da hiç kimse kendine pay çıkarmasın .
HERKES KRİZDE AMA KİMSE BİZİM YAPTIĞIMIZI YAPMIYOR
Daha ligin bitmesine 9 hafta varken tamamen liden düşmüşüz havası yaratılması çok anlamsızdır. Son haftaki sonuçlara bakıldığında ve fikstür göz önüne alındığında hala takımımızın çok büyük şans vardı. Ancak şu anda kim kendine pay çıkarır bilemem ama 8 hafta kala düştük düşürdüler düşürdünüz.
Şu anda kendi bütçemizden kadro değeri bakımından 15-20 kat daha yüksek takımlarla mücadele ediyoruz. Ederdik de ancak şartlar bunu imkansız hale getirdi.
Küme düşmeme mücadelesi veren takımlara bir göz atın Sakaryaspor kenetlenmiş durumda Ankaragücü zaten öyle. Manisa keza hoca değiştirerek biz bu işte varız diyor. En az 10-12 takım bu krizi derinden hissediyor ama hiçbirisi bizim yaptığımızı yapmıyor yani kendi kendine kendi eliyle son sekiz hafta kala düşmeyi kesinleştirmiyor.
iki gündür çok yoğun telefonları alıyorum. Gerek diğer kulüp başkanlarından gerekse spor kamuoyunun saygıdeğer insanlarından. Gerçekten duruma inanamıyorlar.
Tabii ki biz de belki imkansızlıktan dolayı hatalar yapmış olabiliriz. Ancak bunların hepsinin muhasebesi can çekişirken son sekiz hafta değil, sezon sonu yapılır. Ayrıca biz bu sene yapılanırken sadece günü kurtarmaya değil, kulübün geleceğini kurtarmaya yönelik de davrandık. Çünkü Urfaspor bir sezonluk değil, bir ömür boyu yaşamalıydı. Yoksa ben bu sene borçları ödemeseydim sezon sonu en az 1.5 milyon euroya çıkacaktı.
Kaldıki bu kısıtlı imkanlarla oyuncuların son bir ay maaşları hariç tüm paraları ödenmiştir. Tek 1 kuruş prim borcu olmadığı gibi hiçbir prim bir sonraki maça maça kalmamıştır. Piyasaya borç yapılmamıştır her şey zamanında ödenmiştir. Son dönemlerde deplasmanlara giderken değerli yönetim kurulu arkadaşlarımızın kredi kartlarına başvurulmuş kendi dahil kredi kartımızda borçlanarak kulübü mücadelenin içerisinde tutmuşuz.
GELENEK BOZULMADI
Şimdi bizi istifaya çağıranların çözüm bulması gerekir. Bu iş artık onların sırtındadır. Kimse bu takım nasılsa düştü demesin diyemez de. Kalan sekiz maçta 13-15 puan alınması hiç de zor değildir. Gelip de bu puanları alamayıp ondan sonra bize işi kimse yıkmaya çalışmasın. Sekiz maçta bu kadar fikstür avantajına rağmen bu puanları alacağına inanmayan da gelmesin zaten.
Son sözüm Urfa’da tespit ettiğim bir durum var. Her zaman kötü gidişatlarda sorumlular alkışlanır hizmetkarlar sorumlu olur. Bu gelenek değişmedi ve biz de bu işin sorumlusu olduk.
Bu yapıyla bu anlayışla Urfaspor bu seneyi kurtarsa da geleceğine dair büyük kuşkularım var. Öncelikle topyekün takımı sahiplenmemiz ve sahiplenme konusunda üzerine düşenleri yapmayanları zorlayıcı unsur olarak metotlar geliştirmeliyiz.
Kongre sürecine girdiğimiz bu süreçte inşallah bir mucize gerçekleşir ve kulübü bu kaostan kurtaracak bir yapılanma olur.''
Herşeye rağmen eğrisiyle doğrusuyla hatalarımla sevaplarımla günahlarımla yaptıklarımla ya da yapamadıklarımla Şanlıurfaspor için tüm emeğim tüm yaptıklarım helalı hoş olsun.''
Yorumlar
Kalan Karakter: