Harran Üniversitesi Hastanesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Dr. Öğretim Üyesi Fethiye Kılıçaslan, deprem felaketini yaşayan çocukların bu dönemde psikolojik sorunlar yaşayabileceğini ancak doğru psikolojik destekle bu sürecin rahatlıkla aşabileceğini vurguladı.
6 Şubat günü Kahramanmaraş merkezli meydana gelen iki büyük deprem sonrası özellikle bölgede depremi yaşayan çocuklarda ciddi psikolojik travmalar oluşabileceğine dikkat çekerek şu tavsiyelerde bulundu:
“Yaşadığımız büyük deprem felaketi doğrudan veya dolaylı olarak bireyleri ve toplumu etkilemiştir. Nitekim çocuklar da bu felaketten fiziksel ve ruhsal olarak olumsuz yönde etkilendi. Travma sonrası çocuklar tepkilerini davranışsal, fiziksel ve psikolojik olarak farklı yollarla ifade edebilmektedir.
Travmatik olay esnasında ve sonrasında verilen tepkiler normal tepkiler olarak kabul edilmekle beraber çocuklarda endişe, kaygı, karamsarlık, donukluk, çaresizlik, umutsuzluk, şok, korku, öfke, sinirlilik, üzüntü, düşünce ve dikkat dağınıklığı, unutkanlık, güvensizlik, yeme ve uyku bozuklukları gibi tepkiler söz konusudur. Bu belirtiler normalleşme sürecinin bir parçası olarak anormal olaya verilen normal tepkiler olarak kabul edilebilir Temel barınma ve güvenlik ihtiyaçları karşılandıktan sonra bu dönemde yapılacak psikolojik destek çocuklarımızın bu zorlu süreci biraz daha kolay geçirmelerini sağlayabilir.
Harran Üniversitesi Hastanesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı olarak hem ayaktan hem de yatan, depremden etkilenmiş tüm çocuk ve gençlere hizmet vermekteyiz. Depremin ilk günlerinden itibaren özellikle hastanemizde yatan çocuklarımız ve ailelerine psikolojik destek olarak çeşitli hizmetler vermekteyiz. Tüm çocuklarımız ve aileleri ile bireysel görüşmeler yapmakta ve kişiye özel tedavi ve destek programı oluşturmaktayız.”
ÇOCUKLARI EKRANDAN UZAK TUTALIM
Öte yandan bazı Psikologlar, çocukları bu süreçte ekrandan uzakta tutmanın endişelenmemeleri için olumlu olacağını vurgulayarak, şu önerilerde bulunuyor:
“Ekranda o an gördükleri korku ve kaygıya sebep olabilir. Çocukları ekrandan uzakta tutmak onların endişelenmemeleri için olumlu olacaktır. Doğal afetler sırasında çocuklar ne olduğunu anlamlandırmakta zorlandığı için yetişkinlerin yardımına çok büyük ihtiyaç duyar. Dolayısıyla yetişkinlerin bu bilgileri nasıl aktardığı da oldukça önemli.
''Yerin altında kocaman kayalar var. Bu kayalar yan yana dururken zamanla çok sıkıştıkları için kırılıyorlar. Kırılan bu kayalar evimizi sallıyor bizde buna deprem diyoruz" gibi basit bir şekilde anlatılmaya çalışılmalı… Eğer çocuğunuzun depremden etkilenmediğinden eminseniz konuyu açmak ve detaylandırmak konusunda da ısrarcı olmayın.
-- Okul çağındaki çocuğa ise ilk olarak güvende olduğu hissettirilmeli… Depremin doğa olayı olduğu, doğru yerlere uygun binalar yapılır ve gerekli önlemler alınırsa insanların büyük bir zarar görmeyeceği aktarılmalı… Bunu yaparken aktarılan bilginin somut bilgi olmasına ve gerçeğe yakın olmasına özen göstermek gerekiyor. Çocuğun sorduğu sorular ise asla geçiştirilmemeli.
Dr.Öğretim Üyesi Kılıçarslan, yapılan hizmetleri gerçekleştirirken Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde öğrenim görmekte olan ‘Leyla’dan Sonra’ öğrenci grubun da canla başla kendilerine destek olduğunu anlattı.
Yorumlar
Kalan Karakter: