Buğdayın taban fiyatı ne olacak?
Acaba tarımda sistem sorunu var mı? Sistem değişmeli midir?
Seçim geliyor. Tarım ve gıda konusunda vaatler ardı ardına sıralanıyor. Ancak yıllardır devam eden sorunlar var.
Gıda fiyatları artıyor. Gıda enflasyonu inmiyor.
Üretim tüketimi karşılamıyor. Fiyatlar, enflasyon, döviz yüksek!
Tarımda ithalatçı bir ülke olduk. Buğday, mısır, soya, et, canlı hayvan…
Girdi fiyatları ve üretim maliyetleri yüksek olup besiciler, hayvancılık yapanlar zor durumdadır.
Bakan değiştiğinde, hemen tarım politikası değişir mi?
Tarımsal destek miktarı, milli hâsılanın % 1’ri bir türlü olmadı. Tarım Kanununa, 2006 yılından beri uyulmuyor.
Hayvanlar kesime gidiyor. Hayvansal üretim düşüyor.
Et ve peynir fiyatları yarışıyor.
Bunun nedeni nedir?
Tarıma bütüncül bakılmıyor mu?
Geleneksel yönetimden çağdaş yönetime geçilemedi.
Zihniyet değişmedi.
Liyakate önem verilmedi.
Bilimden ve kaliteli eğitimden uzaklaşıldı.
Yapısal reformlar yapılmadı.
Demokraside taşlar yerine oturmadı.
Hak, hukuk ve adalet sağlanmadı.
Seçimden sonra ilk atanan Tarım Bakanı ilk üç ayda bu sorunları çözemezse tarımda başarılı olma şansı yoktur.
Türkiye'de gıda enflasyonu artıyor. Nasıl düşürülebilinir?
Dünyada gıdada enflasyon düşme eğilimdeyken biz dünyada 5. sıradayız.
Ülkemizde gıda enflasyonu artıyor. Artan nüfus (mülteci sorunu, turizm) nedeniyle, üretimdeki artış, arzı karşılayamıyor.
Ülkemizde gıdada enflasyon baskısı nelere neden oluyor? Gıdada, doğrudan fiyatları artırıyor. Etiketlerde artan fiyatlar az görünsün diye gramajını küçültüyorlar. Üstün kaliteli hammaddeden üstün kaliteli ürün elde edilir. Bu pahalı olacağından kalite düşmesi söz konusudur. Halkımızın sağlıklı, kaliteli ve dengeli beslenmesi gerekiyor. Halkımız bu gelir düzeyi ve bu pahalılıkla bunu yapabilir mi?
Mutfakta yangın devam ediyor.
Gıda krizi, siyasetin, yanlış politikalarında bir sonucudur.
Bu yanlış politikalardaki ısrar bu sorunun devam etmesini sağlıyor.
Çiftçimiz ne yapsın?
Döviz durumu ne olacak?
Girdilerin, yani gübrenin, mazotun durumu ne olacak?
Üretim maliyeti nereye gidecek?
Ürün fiyatları ne olacak?
Ekonomide istikrar olmazsa durum değişir mi?
Çiftçimiz nasıl yatırım yapacak?
Çiftçimizin kooperatiflerinin, sivil toplum kuruluşlarının nasıl politik gücü ve kuvvetli lobisi olacak?
Üretim planlaması ne zaman olacak?
İklim değişikliğini yönetebiliyor musun?
Bilim ışığında akıllı tarımsal destekleme politikamız var mı?
Tarımda başarılıyız diyebilirmiyiz?
Çiftçilerimize pazarlama konusunda kimse yardımcı olmuyor. Çiftçimizin içinin biraz rahat olmasına yardımcı olan var mı?
Çiftçimiz, daha bilinçli, gerçeklere dayalı ve veri destekli pazarlama kararları alabiliyor mu?
Dünyada, mısır piyasasının talep tarafı, ihracat piyasasının canlanmasıyla geçen ay değiştimi? Bu devam edecek mi?
Önümüzdeki çeyrekte mısır fiyatlarının nereye gideceğini belirleyen en önemli faktör hava durumu olabilir mi?
Soya unu ihracatı; bir numaralı ihracatçı Arjantin'de yaşanan şiddetli kuraklığın ardından küresel arz eksikliği nedeniyle son zamanlarda arttı. Bu devam edecek mi?
Devam eden dolar zayıflığı, önümüzdeki aylarda buğday piyasalarına destek sağlayabilir. Ancak ABD'deki hasat baskısının, herhangi bir sürekli fiyat artışını sınırlaması muhtemeldir.
Güncellenmiş temel ve teknik analizler ile tavsiye edilen pazar pozisyonları çiftçimizle her hafta paylaşılmalıdır.
Çiftçimize pazar uyarıları yapılmalıdır. Pazarlama planları için önerilerde bulunulmalıdır.
Gelecek için plan yapabilmeleri için fiyat görünümler ve öngörüler nelerdir?
Temel pazar görüşleri ve kâr fırsatında önemli noktalar gösterilmelidir.
Çiftçilerimizin riskini yönetmesine yardımcı olacak gübre piyasası analizi ve görünümü anlatılmalıdır.
Yapılıyor mu?
Çiftçimiz ve tüm tarım paydaşları seçimde oy kullanırken bunları düşünmelidir.
Ayrıca;
Soğan cücüğü ile oynamak! Bu nasıl üsluptur? Halkımız, çiftçimiz, köylümüz soğanın cücüğüyle oynanmayacağını iyi bilir. Ekmeğin arasına konan, ekmeğin yanında yemeği yapılan katıktır.
Soğan cücüğünün, kavurması ve omleti yapılır.
Atalarımız; “Yediğin soğan ekmek olsun, yeter ki evinde huzur olsun”, demiş. Soğanın ekmeğe katık edildiği o sofralarda, ortasında yer alan daha tatlımsı, lezzetli kısım, makbul kişilere ikram edilirmiş; cücüğü yemek, bir ayrıcalıkmış...
Soğanın Cücüğünün fıkrası bile var.
İnşaatta çalışan Recep'le Mehmet, her zamanki gibi, pişirdikleri bulgur aşını yiyorlardı. Bir ara Recep sordu:
- Ula Mehmet! Zengin olsan ne yersin?
- Soğanın cücüğünü yerim. Ya sen?
- Bana yiyecek bir şey bırakmadın ki..
Herkes işini yapsa, sorunlarını çözse daha iyi olmaz mı?
Buğdayın taban fiyatı ne olacak?
Bu sene buğdayın maliyeti, girdi maliyetlerinin çok yüksek olması nedeniyle fazladır. Geçen sene verilen fiyatında üzerindedir. Eğer buğdaya önem veriyorsak taban fiyatın en az 13-14 lira olması gerekmektedir. Ayrıca ülkemizde çoğunlukla kuru yani susuz tarım yapılıyor. Düşük verim elde edilir.. Risk çok fazladır. Burada inadına üretim yapan, ekonomimize katma değer kazandıran çiftçilerimize her zaman yüksek ve farklı bir fiyat verilmelidir.
Tarımı gelişmiş ülkeler kuraklığa dayanıklı tohumlar kullanırlar. Burada verim düşüklüğü söz konusu olur. Çiftçinin üretime devam etmesi için fark ödemesi yapılır.
Girdi maliyetlerinde yaşanan artış diğer ürünleri etkileyecektir. Bu nedenle taban fiyatlar açıklanırken çok düşünülmelidir. Çiftçimizin emeğine saygılı olunmalıdır.
Tarım, ülkelerin ekonomisini TEKRAR VE TEKRAR hareket ettiriyor. Biz bunu biliyor muyuz? Biliyorsak uygulamada ne yapıyoruz?
Ülkemizde seçime az kaldı. Herkes işi gücü bıraktı. Seçim çalışmaları yapıyorlar. Çiftçiyi değil sadece alacakları oyu düşünüyorlar.
Çiftçilerimiz tarlada, bahçede zamanla yarışıyor. Tarımda bugünün işi yarına bırakılmaz.
Hükümetlerin, bakanların değil, Devletimizin tarımda bir yol haritası olmak zorundadır. Bu yol haritamız olmadığı için tarım, çiftçi ve girdi maliyetleri unutuluyor.
Ülkemizde kişi başına düşen gelir 11-12 bin dolar olduğu söyleniyor. Ancak nüfusunun büyük bir kısmı yoksulluk sınırının altındadır.
Tarım Bakanlığı ithal bakanlığı durumundan kurtulamıyor. İthalat lobisine karşı çıkılamıyor. Ülkemizde bazen bu lobi bakanlarının görevden alınmasını sağlıyor olabilir mi?
*Tarımda çözüm bulacak ilgili otorite savunma sanayini anlatıyor. Örneğin, hayvancılığın sorunları var, çözemedim diyebilir mi? Diğer bir ilgili otorite ekonomi yönetmek yerine soğanın cücüğü ile uğraşıyor. Örneğin, hayat pahalılığını azaltamadım, enflasyonu, dövizi düşüremedim diyebilir mi?
Kaç yıldır enflasyon belası çözülemiyor. Herkes elindeki parayı harcıyor. Yarın ne olacağını bilmiyor. Piyasada talep var deniyor. Talep fiyat artışını getiriyor. Enflasyonda düşmüyor. Güven ve istikrar olmayınca bu sorunlar sürekli yaşanır.
Bu döngü hayvancılıkta yıllardır aynı değil mi? Süt ve et fiyatları yükselir. Hayvan ithal edilir. Süt ve et fiyatları düşer. Maliyetler yükselir. Hayvan kesime gider. Süt ve et fiyatları yükselir… Tek kazanan ihracatçı ülkeler ve ithalat lobileri olur. Kaybeden üretici, tüketici yani halkımız olur.
Çinlilerin bir sözü var; Uçurumun kenarında atın yularını çeksen de yararı olmaz.
Yine de ülkemizin tarımda sorunları çözecek potansiyeli ve gücü var. Üstelik sorunlar ve çözümler yazılıyor, söyleniyor. Umutluyuz.
Yorumlar
Kalan Karakter: